durmak

durmak
-ur nsz
1. 停, 依靠, 停止: Arkamdan bir ses duyunca durdum. 我觉得后面有动静, 就停了下来。Mahallenin o iki güzel kızı birbirlerini çekemezler, bir araya gelseler birbirlerine söz atmadan duramaz. 街区的这两个漂亮的姑娘互不服气, 一见面就互相讥讽, 没完没了。Sabahtan beri hiç durmadım. 从一大早开始, 我就一直忙个不停。
2. 停留, 逗留: Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış! 他没呆多久, 就和同行的女士一起离开了舞会。İstanbul'da çok durmadık. 我们在伊斯坦布尔未停留多久。
3. 停靠, 停留: Şimdi orada tramvayların durduğu yerde bizi bekler. 现在他可能在那边儿电车停靠的地方等我们。Tren istasyonda durdu. 火车停在车站上。Uçak havaalanında yarım saat durdu. 飞机在机场停留了半个小时。
4. 住在, 呆在: Şimdi burada mı duruyorsunuz? 您现在住在这里吗?Tek başına bu evde nasıl duruyor? 他如何独自一个呆在这所房子里?Koca evi buldular ya, kilimi kebeyi sermişler, rahat edip duruyorlar. 他们找到了一所大房子, 安置停当, 舒舒服服地住了下来。
5. 等候: Biraz durun, şimdi gelir. 请稍候, 他这就来。Dur ben sana gösteririm. 请稍候, 我拿给你看。Durun, durun bu adam ölmemiş, gözlerini kırpıyor. 等等!这个人没有死, 他的眼睛还在动呢!
6. 位于, 在: Elbise dolapta duruyor. 衣服在衣橱里。Kitaplar masanın üzerinde duruyor. 书就在桌子上。
7. 存在, 有: Elindeki mal olduğu gibi duruyor. 他手中的货还在, 原封未动。Önünde eski bir daktilo makinesi duruyordu. 在她的面前, 摆放着一台破旧的打字机。Yazlık eviniz hâla duruyor mu? 您的避暑别墅还在吗?
8. 生存, 健在, 活着: Babanız duruyou mu? —Geçen sene öldü. 令尊还健在吗?—他已于去年过世了。Kediniz hâlâ duruyor mu? 您养的猫还活着吗?
9. 无动于衷, 发呆: Bu kadar saygısızlık karşısında ses çıkarmadan niçin duruyorsun? 对如此无礼的行为, 你为什么无动于衷, 一声不吭?Kesimine gelirse hiç durma al. 如果合你的身, 那你还愣什么?买了吧!Ne duruyorsunuz, vakit geldi. 时间已经到了, 你们傻呆着干什么?
10. 坚持认为, 一再谈到, 非常关心, 特别关注: Artık bunun üzerinde kimse duramaz. 今后再也不会有任何人这么认为了。
11. 忍受, 忍耐: Sigara içmeden duramaz. 他不抽烟受不了。
12. 承担某种工作: Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum. 每次来我都能看到比赛, 我都可以当守门员了。Sizin at ile seyis duruyor mu? 这是您的马和马夫吗?
13. 处于某种状态: boş \durmak 失业 karşı \durmak 反对 rahat (或 uslu) \durmak 乖, 听话, 不淘气 henüz sıcak duran kül yığınları 尚有热气的灰堆
14. 做助动词用, 表示“经常”, “持续”, “不停”, “一直”: Elinde mendil, ensesinin, alnının terini silip duruyordu. 他手拿手绢不停地擦拭着脖梗子和脑门上的汗。
15. 动词词根加 a / e 加 durmak 表示经常, 持续, 不停, 一直: çalışadurmak 一直努力 bakadurmak 一直看 getiredurmak 经常带来 yiyedurmak 常吃 Sen okuyadur, ben yatıyorum. 你继续看书吧!我要睡觉了。
◇ dur dinlen bilmeden 经常性地: Eski sanat yapıtları, eski başyapıtlar dur dinlen bilmeden halka gösterilmeli, okutulmalı, dinlentilmeli. 古代艺术品和古代名家代表作, 应经常向民众开放。dur durak bilmemek 不停, 一直 dur durak yok 不停地, 一直地 dur otur olmamak 一直忙, 无暇休息 durduğu yerde 1) 不劳而获地: Durduğu yerde o kadar para kazanmıştı. 那些钱是他不劳而获得来的。 2) 不必要地 3) 在无罪的情况下, 无辜地 durmuş oturmuş 1) 成熟的, 老练的, 稳重的, 持重的, 有节制的 2) 国泰民安的, 安居乐业的, 太平盛世的 durup dinlenme bilmeden 不知疲倦地: Maşallahı var, adam bu yaşında bile durup dinlenme bilmeden devamlı çalışıyor. 他这个人真行, 这么大年纪了, 还在不知疲倦地工作。durup dinlenmeden 不停地, 经常地, 持续的, 不懈的 durup dururken 1) 无缘无故地: Durup dururken bu işi niye üstlendin? 无缘无故地你干嘛要揽这件事? 2) 突然地: Durup dururken sinemaya gitmek nereden aklına geldi bilmem? 我不知道他为什么突然想起来要去看电影?Durup dururken öfkelendi, barut kesildi. 他突然生气了, 暴跳如雷。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • durmak — nsz, ur 1) Hareketsiz durumda olmak Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İşlemez olmak, çalışmamak Bileğimdeki saat durmuş. A. Gündüz 3) Bir yerde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğru durmak — 1) dik durmak 2) uslu durmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alarga durmak — argo uzak durmak, karışmak istememek, ilgisiz davranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • didişip durmak — sürekli olarak birbirini hırpalamak Böylece, Serdar la didişip durmak derdinden de kurtulmuştu. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikilip durmak (veya kalmak) — bir yerde kısa bir süre ayak üstünde durmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • divan durmak — el pençe divan durmak Araba yürürken karşımda divan durur gibi el pençe duruyor. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sürtünüp durmak — çıkarı, kazancı için yaltaklanıp durmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tek durmak — uslu durmak, yaramazlık etmemek, sessiz kalmak Keşke tek duraydın da bunlar başına gelmeseydi. A. Kulin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üzerinde durmak — bir işe önem vermek, bir işle yakından, sürekli ilgilenmek Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev. S. İleri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zınk diye durmak — birdenbire durmak Askerî bir cip, Camekân Sokağı nı sarsıla sarsıla geçti, apartmanın kapısı önünde zınk diye durdu. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • susta durmak — 1) köpek arka ayakları üzerinde durmak 2) mec. korktuğu bir kimsenin karşısında saygılı ve çekingen davranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”